Please click image
to enlarge |
O gece boyunca kadının etrafında erkeklerden oluşan geçilmez bir duvar vardı ya da o öyle hissetti. Çekindi, konuşamadı onunla, belki de korktu. Ve erkek kalbini ve onu hayatın akışına bıraktı...
"Yaprağı havalandırdı rüzgâr ulaşamadan çiçeğe
Uzaklaşmaya başladı çiçekten,
Ona hiç erişememe tehlikesini fark etmedi o an,
Yaprağın başı bu kez çiçeğe duyduğu hayranlıktan değil,
Rüzgârın etkisiyle dönüyordu.
Rüzgârla savruluyordu etrafa, karşı koyamadan
Sürükleniyordu, mücadele edemeden,
Çiçek ise sadece sallanmaktaydı, rüzgârda
Bir o yana bir bu yana, dengesini bulamaya çalışarak
Olduğu yerde beklemekteydi...
Beklediğini bilmeden,
Eksikliğini duymadan,
Hayatını neyin tamamlayacağını bilemiyordu o an"
Erkeğin kadını ilk kez görmesinin ve onu hayatın akışına bırakmasının üzerinden zaman geçmesine rağmen, erkek kadına olan ilgisini kaybetmemişti. İlgisini her ifadesinde, sıcak ve davetkâr bir tebessümle karşılaşmaktaydı erkek. "Neden olmasın, neden onu tanımadan ayrılayım bu diyarlardan?" dedi erkek. Ve böylece opera gecesinde buluştular ve kalplerini paylaşılan kelimeler ve gülümsemelerle ısıttılar. |